24 Ekim 2012 Çarşamba

time to hush

eşin, sevgilin vs. yaptığın bir şeyden rahatsız ve öyle yap, böyle yap diyorsa tam olarak dediğini yap. Zaten bu nu diyen varlık bir kadınsa nasıl yaparsan yap yanlış yapmış olacaksındır. 
sinirlisin sakin ol.
tamam sakinim


3 saat sonra...

hararara gürerere hararara güerrerere

ben: sakin ol gidelim, uzamasın.
o: neden sakin olacakmışım, bla bla bla bla bla dedi
ben: tamam sakin ol, büyümesin.
o: nedenmiş,  öyleymiş böyleymiş
x: sustur yoksa seni dövmek zorunda kalırız.
ben: gidin hadi, uzatmayın.
o: harara gürerer harara gürerere


30 dk geçer ve




o: neden beni susturmaya çalıştın, odur da budur da.
ben: istediğin şeyi yaptım, sakin oldum....
o: bana dediklerinin farkında mısın onların...

vs vs vs vs vsvs vsvsvsvsvsvsvsvsvsvs

sonuç: kötü bir biz, şiddet içerikli bir süreç, göz yaşları, pişmanlıklar, acılar, moral bozuklukları ama tabi ki en kötü benim... Çünkü ben sakin oldum, çünkü ben sinirli oldum, çünkü ben denileni ve istenmeyeni yaptım ama bana kalırsa neyi yaparsam yapayım o EZİK OĞLAN ben olmak zorundayım. 



çünkü....

28 Eylül 2012 Cuma

one way ticket

hep bir pandik
hep bir çelme
tam bitti derken binlerce aksilik, saçmalık
hep bu saçmalıklar peşimizde gibi gibi

bir insanın planlarını bir yıl oynatacak kadar karaktersiz
açıklamaları gülerek dinleyecek kadar basit
ve bütün bunların cevabı olarak da
''yapacak bir şey yok!'' diyecek kadar da ibnesiniz
..
..
..
..
..
..
..
..

döndüm tekrardan
belki gerçekten ait olduğum yere
tamamen döndüm
daha 1 hafta olmadı
ama daha şimdiden
yapamayacağımın sinyalleri ''danger! danger! danger!''
diye bağırır oldu
beni hala giden çocuk zanneden bir ailem
hala gizli sosyal mesaj dolu sofra muhabbetleri
bunların hepsini anladığımı söylediğimde de inkar eden
İFADELER!

bir biletle gitme hissini yaşamam bir hafta kadar sürdü
sadece gidip gelmemek
bilmediğim bir yer
tanımadığım insanlar
bilmediğim anlayışlar


hadi kak kak kak gidelim artık, sıktı burasıı..!!
aynı siyahilerin ciklet gibi kullandığı bir sözün dediği gibi FUCK U MAAAN!

15 Ağustos 2012 Çarşamba

5 Ağustos 2012 Pazar

LOVIN' U

Time, it needs time
To win back your love again
I will be there, i will be there
Love, only love
Can bring back your love someday
I will be there, i will be there
I'll fight, babe, i'll fight
To win back your love again
I will be there, i will be there
Love, only love
Can break down the wall someday
I will be there, i will be there
If we'd go again
All the way from the start
I would try to change
The things that killed our love
Your pride has built a wall, so strong
That i can't get through
Is there really no chance
To start once again
I'm loving you
Try, baby try
To trust in my love again
I will be there, i will be there
Love, our love
Just shouldn't be thrown away
I will be there, i will be there
If we'd go again
All the way from the start
I would try to change
The things that killed our love
Your pride has built a wall, so strong
That i can't get through
Is there really no chance
To start once again
If we'd go again
All the way from the start
I would try to change
The things that killed our love
Yes, i've hurt your pride, and i know
What you've been through
You should give me a chance
This can't be the end
I'm still loving you
I'm still loving you, i need your love

28 Temmuz 2012 Cumartesi

BABA

12 yaşımdaydım
bilgisayarım yoktu ama Sega Mega 16bit bir ateri diyebileceğimiz bir oyuncağım vardı.
ama çocuk işte bilgisayar, modern çağ zamazingosu, gelişmiş bir alet vs vs
üst katta oturan arkadaşıma gider saatlerce bilgisayarda oyun oynardık...
NBA, liero adında basit bir oyun vs vs
yine o günlerden biri sanırım hafta sonu,
arkadaşıma gitmiş oyun oynamış,
annemin istediği saatte de eve gelmiştim ve
annem beni yanına çağırıp:
suratında üzgün bir ifade ile
günümün nasıl  geçtiğini,
arkadaşımın ve ailesinin nasıl olduğunu sordu.
ben de tabi ki genel bir cevap olarak:
iyiler anne, hepsi iyiler dedim
ailemin geri kalanı
(teyzem, anneannem, babam) daha evde yoklardı.
annem birden ben babandan ayrılıyorum, artık dayanamıyorum, yine telefon, haciz için gelenler, tefeciler vs her ne ise... rahatsız etmişler.
fikrimi sordu, belki benim cehaletim, belki benim çocukluğum bilemem.
''sen bilirisin anne, senin kararın dedim.''
o da bana ''ilk sen bil, ilk sen öğren istedim'' dedi.
neyse odama geçtim ve sanki hiç birşey olmamış gibi hayatıma devam ettim.
ilerleyen günlerde babamla yatan ben olmuştum,
sabahları babam saat 5 civarı başımı okşayıp,
belki gerçekten uyuduğuma inanarak,
belkide uyandığımı farkederek:
annenin hiç bir suçu yok, herşey benim suçum;
ne yapacağız, ne yapacağım... diyordu.

bir gün akşam yemeğinden sonra, babam eşyalarını hazırladı,
beni ve evin diğer insanları ile selamlaşıp evden gitti.
(o gece anladım ki artık o evde yok..!)
annemin gözü yaşlı,
teyzem düşünceli,
anneannem tepkisiz...
duruyorlar
biri beni salona çağırdı ve:
''artık baban evde yok oğlum, evin erkeği sensin artık; evin erkeği ve tek oğlu''
12 yaşındaki bir çocuk ne anlar erkeklikten, ne bilir evin erkeği olmayı.
dediğim tek şey peki,
o anki aklımla tek anladığım şey: üzülmemek, üzülsen bile göstermemek, ağlamamak, ne olursa olsun onları korumak ve yıkılmamak.

bunu yıllarca sürdürdüm ve bir süre de(yaklaşık 7 yıl kadar) babamla aralıklı olarak görüştüm,
benim farkında olup da olamadığım bir sürü bok yaptı.
bu süre içinde annemde hala aşık olduğu babamdan nefret etmek için her gün evet her gün bana babamı kötüledi,
bilmem gereken veya bilmemem gereken bir ton şey anlattı.

sonra üniversiteyi kazandım, maddi yetersizlikler devlet yurdunu gösterdi.
6 kişi, yaklaşık 10metre kare bir oda, ranzalar, metal dolaplar vs vs
19 yıl annesinin koynunda olan biri için tam bir kabus,
gerçekten erkek olmayı, gerçekten güçlü olmayı öğrendim orada,
bir gün babamı aradım ve '' artık yapamıyorum eve çıkmam için bana para gönderir misin?'' sorusunu sorma gafletinde bulundum.
o gün son konuşmam ve son sesini duymam oldu.
şimdi kendinde yaşça küçük biri ile evli olduğunu ve rusyada yaşadığını biliyorum,
bunu da o yediği bokların karşılığı olan binlerce tl değerindeki borçları ödememek için aldığım kayıtlardan biliyorum.
ondan bana tek miras borçlar ve aptal insan psikolojisine ve genlerine kazınmış olan saçmalıklar ve getirileri.



biri bana anlatsın:
traş olmayı öğrenmek nedir?
ilk bir kızla tanıştığında, ondan hoşlandığında, ona açılmak istediğinde bunu babanla konuşmak nedir? nasıl bir duygudur?
ilk kez babana karşı kendini savunmak nedemektir?

bana babanın ne demek olduğunu anlatın?!!!

to be



OR NOT TO BE!

27 Temmuz 2012 Cuma

acı

sevgilim
canım çok acıyor
yolumu kaybetmiş gibi bile değilim
yolumu kaybettim
sadece bana söylenenleri yapıyorum
sadece yaşamış olmak için yaşıyor gibi hissediyorum
uyuyabildiğim zamanlar sadece bana acı çektirenleri
sadece beni üzenleri
sadece beni düşündüren şeyleri
görür oldum
beni suçluyorsun
biliyorum
hatalarım var kabul ediyorum
dönüşü olmayan hatalar
affedilemeyecek hatalar
beni
bizi
silip attıracak hatalar
hep yanlış tepkilerimin sonuçları
bastırılamamış egomun
aptal dışa vurumlarımın hataları
keşke demenin çok saçma olduğunu söyleyen bir insandım hep
ama KEŞKE
sana o mesajı hiç atmasaydım
keşke seni hiç hayatımda istemeseydim
keşke her şeyi olduğu yerde bıraksaydım
bunları yapmaktan kendimi alamadım
ama keşke sana öyle davranmasaydım
keşke seni hırpalamasaydım
keşke daha sakin olabilseydim
keşke çok zor dediğin şeyler senin için o kadar zor olmasaydı
keşke sadece benim yanımda olmanın
sadece benim elimi tutuyor olmanın
duygularımı dindiremediğini anlasaydın
keşke senden bu kadar korkmasaydım
seni kaybetmekten bu kadar korkmasaydım
keşke düşündüğün gibi bir adam olmasaydım
ya da keşke düşündüğün gibi bir adam olsaydım
keşke öyle bir adam olmadığımı sana gösterebilseydim
keşke kendimi daha iyi, daha doğru ifade edebilseydim
keşke beni doğru anlayabilseydin
keşke bütün bu olanların tek sorumlusunun ben olmadığımı farkedebilseydin
fark ettiysen bana bunu gösterebilseydin
keşke birbirimize bunları hiç yaşatmamış olsaydık

keşke gözlerinin içine bakıp tekrar
seni seviyorum
aşkımm! diyebilsem
keşke bunların doğru olduğuna inandırabilsem
keşke sana sadece sarılabilsem
sıkıca, hiç bırakmamak için sarılabilsem
sen de bana öyle sarılsan ve bırakmasak biribirimizi
keşke hep mutlu olsak
unutsak yaptığımız saçmalıkları

varlığım sana acı veriyor
yokluğun bana acı veriyor
hoşçakal ve mutlu ol güzel insan
hoşçakal
sana tek bir şey yollayacağım
o da ''4'' rakamı olacak
ya da yollamayacağım
ama hoşçakal sevgilim
hep mutlu ol
mutlu olmanın yolu beni unutmansa
unut

24 Temmuz 2012 Salı

ben

her şeyden kopuk
her şeyden uzak
her şeyden kaçan
her şeyden korkan

aslında ölmüş bir ben...

23 Temmuz 2012 Pazartesi

enough is enough- love is love

süresi dolmuş
süremiz dolmuş
iğrenç ve berbat bir hal almış
gelişler gidişler
seks
ihtiras
hırs
şefkat yok
sevgi şüpheli
aşk var
ya da yok
bilinmez
akabinde acı fazlasıyla
hatalar çok daha fazla
amaç
o da ne yenilen bir şey mi?

yine bir kaçış
yine bir sürüklenme
yeni dokunulacak ten arama
yeniden başka birini istemeye çalışma
bu kadar acıya rağmen neden?
neden hala düşünüyorum
bakıyorum
arıyorum
istiyorum
anlamlı ya da anlamsız
İNTİKAM duygusu
belkide
daha önce birinin bana dediği gibi
BİLMEMEK
DUYMAMAK
GÖRMEMEK
EN İYİSİ

gitme zamanı artık bilmemek görmemek duymamak için
işleri bahane edip gitmek
bir o kadar da istememek
unutmaya çalışmak için gitmek
unutmak için başkalarının bacaklarının arasına girmek
o anlamsız intikam duygusunuı dizginlemek için
rebound love arayışları



ne yani sert müzikler dinleyip anlamsız öfkemimi dindireyim
yoksa pink floyd dinleyip
akmayan göz yaşlarını mı akıtmaya çalışayım
aktığında değişen bir şey yok
akmadığında da
güçlü olucam eskisinden de güçlü dedim
ama bundan bahsetmedim
yapay bir insandan değil
ilgili mercilerden daha güzel bir hayat mı istemeliyim
elimde olanla mı yetinmeliyim
kendimi daha iyi ifade etmenin yollarını mı denemeliyim?!!!!
ya da yine kaçıp gitmeli miyim birazdan yapacağım gibi
bir cevap ver bir yol göster bana
doğruyu öğrenmenin en iyi yolunun acı olmadığı bir yol göster

HissiyaT



Mommy, can I go out and kill tonight?
I feel, I feel like taking a life.
Please, I wanna silver kitchen knife
And feel, feel like taking a life.

Rippin kitten killing on the round
Rippin kitten killing on the round

Daddy, can I go and hunt tonight
Like you do on Sunday mornings.
Honey, give me a real jungle knife
To feel, feel like taking my life.

Rippin kittin killing on the round
Rippin kittin killing on the round
Rippin kittin killing on the round
Rippin kittin killing on the round
Mommy, can I go out and kill tonight?
I feel, I feel like taking a life.
Please, I wanna silver kitchen knife
And feel, feel like taking a life.

Rippin kittin killing on the round
Rippin kittin killing on the round
Rippin kittin killing on the round
Rippin kittin killing on the round

Mommy, Daddy, let me go
Mommy, Daddy, please let me go

19 Temmuz 2012 Perşembe

şarkının da dediği gibi: ''eğer bir yanlış yapacaksan bari onu doğru yap.''

herkesin sorunları vardır değil mi?
benim aşamadığım, üstesinden gelemeyecek kadar güçsüz kaldığım sorunlarım var
ya da üstesinden gelmek istemeyecek kadar yorulduğum, korktuğum
sorunumun ismini ''o'' koydum.
bedenimi ele geçiren
beni yok eden
ben yıpratan
beni harcayan
beni benden alan
adeta bunca yıldır ben seni dinledim, artık benim sıram diyen O

O yu anlatayım size
o, mutlu olmaz.
o, yemez
o, içmez
o, sadece kızar
o, sadece harcar
o, tanımaz
size özgü değil, beni de tanımıyor
ezip geçiyor.
hani aşık olmuş gibi hissedersiniz ya karnınızda kelebekler uçuşur, nabzınız hızlanır, dünyanın en mutlu insanı gibi hissedersin vs vs ama bunların hepsi hormonların seninle oynadığı bir oyundur.
o, geleceği zaman sadece dünyanın en mutlu insanıymış gibi hissettirmiyor, geri kalanı aynı.
ha bir de geldiği zaman seni ele geçiriyor hatırlamıyorum.
yani HULK oluyorum. sonra pişman oluyorum

anlatıyorum işte:
nabzım hızlanıyor(o mu? - evet, O)
düşünceler bulanıklaşıyor.
yavaş yavaş ele geçirmeye başlıyor.
diyorum ki yapma, dur artık. bak yine oluyor.
sonra O:
dur gitme, birazdan görüşücez seninle.
diyorum dur yapma, ama O ellerimi ele geçirmiş. ellerini tutuyorum, kızdırıyor, kızıştırıyor, kışkırtıyor.
ve artık ben yokum O var. karanlık arada flash back ler
sadece aşağılık, pislik ve iğrenç bir O.
içimde ki ufak ben durdurmaya çalışıyor,22
''neden bana bunu yapıyorsun?! neden bana bunu yaptırıyorsun?!''
cevap mı?
hah!! ben bir şey yapmıyorum, sen yapıyorsun, sadece sen, hep sen yaptın, sana kimse inanmaz...
ve öyle inan bana ben değildim o
sen değilsen kimdi peki?
O

yanlış yaparken bile yanlış yapmamı sağlayan O
orospu çocuğu O
beni bitiren O
güzel şeyleri bitiren O
her şeyimi elimden almaya çalışan O
OROSPU ÇOCUĞU O!!!

sevdiğin insana kaç kurtar kendini nasıl der ki insan?!
 teşekkür ederim O elimden aldın ve almaya devam edeceksin
ama bu beden, bu beyin ve derinlerdeki kalp denilen aptal organ artık seni istemiyor
İSTEMİYOR!!!
acı içinde ölmeni istiyor

içimdeki en kibar insanlık kırıntısı ile söylüyorum
SİKTİR GİT! beni ve hayatımdakileri bırak, BIRAK!!!

17 Temmuz 2012 Salı

16 Haziran 2012 Cumartesi

boğul

boğulayazsam anlar mısın?

kafanızı s.kim

bencilce düşünen kafanızı s.kim
''evime gelmeden'' anlamayan kafanızı s.kim
misafir geldiğin evi, ahırından pis kullanan kafanızı s.kim
1tl nin hesabını yapan kafanızı s.kim
o düşüncesiz kafanızı s.kim
bir hayvana bile nasıl davranılmasını bilmeyen kafanızı s.kim
beni bu hale sokan kafanızı s.kim
beni bu olmaya zorlayan kafanızı s.kim
aşkın ne olduğunu bilmeden bana aşkı anlatan kafanızı s.kim
yalanlar içinde gerçeklikle alakası olmayan ve bu yalan  gerçeklere inanan kafanızı s.kim
her şeyin çok güzel olacağını düşünen kafanızı s.kim
sırtınızı sizi sevdiğini düşündüğünüz insanlara dayayan kafanızı s.kim
her zaman yanımda olacağınızı söyleyen kafanızı s.kim
bir boku beceremeyen kafanızı s.kim
hayatın zor ya da kolay olduğunu söyleyen kafanızı s.kim
sudan nem kapan kafanızı s.kim
her söylediğimi götünüzden anlayan kafanızı s.kim
iyi düşünemediğimi söyleyen kafanızı s.kim
beni sevdiğinizi söyleyen kafanızı s.kim
yalnızlıktan kastınızın sekssizlik olduğunu düşünen kafanızı s.kim
seni çok iyi anlıyorum diyen kafanızı s.kim
boş boş bakan gözlerin bulunduğu kafanızı s.kim
beni hala salak ve bir boktan anlamayan bir insan olarak gören kafanızı s.kim
sizden bıktığımı anlamayan kafanızı s.kim
içi boş kafanızı s.kim
sizi doğuran ve sperm israfı olduğunuzu görmeyen ailenizin kafasını s.kim
hayat sadece sana zor değil mi diyen kafanızı s.kim
beni bu kadar yoran kafanızı s.kim

ve bütün bunları buraya yazmamı sağladınız kafanızı s.kim


BUNLARI DÜŞÜNEN KAFAMI S.KİM!

9 Haziran 2012 Cumartesi

we r the summer rain!

neden-sonuç ilişkisi
etki-tepki prensibi
her yapılanın bir sebebi var
her etkinin de bir tepkisi var
eylemsizlik gibi
duranlar hareket etmek istiyor
hareket edenler de durmak
ben ise hareket ederken durmak
yapılanlara tepki veriyorum
YANLIŞ oluyor
ayar yok
tepki vermediğimde de
kabullenmiş oluyorum
SALAK oluyorum
öyle hissediyorum
fizik gibi aslında
formuller
işlemler
teoremler
hipotezler
anlamsız harfler


anlasam, anladığımı gösteremez
anlatmaya çalışsam
kafamdakini dillendirmekten çok
saçmalıkları söylüyorum
hissettiklerimden çok
o kötü çocuğun söylediklerini dile getiriyorum
yardım et, yardım edin
çekin
kurtarın
durdurun

tam uçuyorum artık dediğim anda
biri durdurdu..!
çok güzel
naif
güzel gözler
dudaklar
ten
ve beyin
çok farklı olduğumuzu düşünüyor
ben de
ama aynı anda aynı şeyleri söyleyebilecek kadar benzeriz
belki de bu yüzden
 kafamın içini yaz yağmuru gibi görüyordum
bir anda kapanan
gürleyen
şimşekler çakan
şiddetle yağan ve bir anda kesilip güneş açan
arkasından da gök kuşağı
aslında evet düşündüm de öyle
ama benim getirdiğim bereket değil
çamur, pislik, kargaşa, kaçan insanlar
güvensiz insanlar
haklılar
ben de aynısını yapardım
düzel düzel diye bağırdım
bağırıyorum
istiyorum
çabalıyorum
ama gösteremiyorum
anlatamıyorum
somut şeyler bekleyen insanlara cevabım
uğraşıyorum
özür dilerim,
özellikle de senden GÜZEL İNSAN
çok özür dilerim
gitmem lazım, seni kurtarmam lazım bu bataklıktan
ama hissiyatlar hissiyatlar hissiyatlar
bir şey için bin kere özür dileyecek kadar güçsüzüm artık
daha fazlasını bu kadar itina ile kaybedemem çünkü!



hoşçakal..!

1 Haziran 2012 Cuma

geçmişini s.kim


daldan dala seyahatin y.rak kürek yolcuları
inişe geçiyoruz!!! kemerlerinizi
s.ktir edin takmayın adrenalini tadın biraz.
bir b.k söyleceğimden değil
renklensin bu boş iç dünyamı anlatan saçma yazı

geçmişini s.keyim..!
girdiğim yolu s.keyim!
düşüncelerimi s.keyim!

geçmiş, kişisel algılama
seninle bir derdim yok
derdim,
senin sürekli yanımda oturuyor olman
derdim benim bile olmaman
sadece onun olman...
ben kendiminkinden kurtuldum
ama senden kurtulamıyorum
bu yüzden seni s.keyim!!!

azotu özledim
hem de çok özledim
sonsuzluğun içinde hissetmeyi özledim
ait olmadığım yerde olmayı özledim
orada olarak sizden kaçmayı özledim
KAÇMAYI ÖZLEDİM!
gerçekten yalnız hissetmeyi özledim
sadece ben
ben
ve o büyük mavi boşluk...
üzerim mavi
altım
sağım
solum
yön kavramı yok
ve geçmiş lafım yine sana
tek giremediğin yer de orası
ve murphy seni de unutmadım
klostrofobin var sanırım
daha oraya da uğramadın
korkuyorsun değil mi?!
kork, çünkü bu sefer ben korkmuyorum
bir film de söylüyordu
''deniz benim annemdir; ve beni o çamurlu rahmine geri almaz''
ben de böyle düşünüyorum...
bunun için çok iyi bir yüzücü olmak gerekmiyor, gel ve gör.
boğulmayı tat
boğulayazmayı...!

GEÇMİŞİNİZİ S.KİM
30 metre aşağıda 4atm basınçta görüşelim
herkesin kendi çöplüğü var, benim ki aşağısı..!
 CONSIDER IT DONE!

26 Mayıs 2012 Cumartesi

Everyone knows the beast within

boşluğa düşüyorsun
dibindeki ışığa hiç ulaşamıyorsun
sanki bir kara delik
düşerken etrafında insanlar beliriyor
kadın-erkek
aldatıyorlar
çalışıyorlar
uğraşıyorlar
derin derin nefes al
derdini anlat
dinlemiyorlar mı? dişlerini sık
nefes al-ver
aklına yumrukların gelsin
dur
vurma
ıskala, duvara çarpsın
kır parmaklarını
doktorlar bile gülsün sana
dalga geç kendinle
''elim duvara çarptı de''
unutma düşüyorsun.
herkes zorluyor
o uçsuz boşluk derinleşiyor
derinleştiriyorsun
haklısın ama yanlış tepki
artık haksızsın
öldürmek için yanında beliren makası al
dur yapma
gözleri çok güzel
kanın akması lazım
kendini kes
silinmeyecek izler bırak
insanlara hiç bir zaman açıklayamayacağın 
utanacağın izler
onlar o canavarın izleri
yardıma ihtiyacın var
git anlat
versin sana o ilaçları
öğren artık oto-kontrolü
sus artık, düşünme
gözlerini kapat
yalnızsın artık
yapayalnız
evet, evet tam istediğin gibi
dışladın
küçümseyerek uzaklaştın
ama kendini küçümsedin
sadece sus ve gül
onlar kazanıyor
onlar mutlu oluyor
salak ol
ama anla,
kandır kendini ki
insanlar da kansın
ve

UNUTMA!
sen de onlardan birisin..!

12 Mayıs 2012 Cumartesi

day destroys the night, night divides the day

Beklentileriniz mi var? Bırak gitsin.
Beklersen olmaz çünkü.
Umutlarınız mı var? Realist olmayı öğren.
Bir boka yaramayacak çünkü o umutların.
HES santralleri için istediğin kadar yırt kıçını.
Adamlar istiyor açacak.
vs vs daha da sayarım istersen.

Heveslendim, hevesim mutlu etti.
40 atlı çocuklar gibi şımardım
Bir boka yaramadı işte,
Bıraktım,
neden bıraktın gibi bir ses, surat.
bırakmadım, beni bırak kaç kurtar kendini
komik,
yeşil çamdan bir alıntı gibi
''sen kaç garibim, ben onları oyalarım..!''
kaçmıyorum, korkmuyorum.
ama sıkıldım,
sen de sıkılıyorsun
bir şeyler yapamayacak kadar da bezginsin.
şimdi git ve kendine atlayabileceğin uygun bir köprü bul!



i found an island in ur arms, country in ur eyes, arms that chain us!

10 Mayıs 2012 Perşembe

let me hear u scream

Chuck Norris'in elinde kırbacıyla boğa terbiyecisi olduğunu rüyalarımda görebilecek kadar normal bir insanım.
İroni Chuck'ın bunu da yapabileceği gerçeği mi? Yoksa Chuck'ı rüyalarıma sokabilecek kadar bilinç altımın saçamalıyor olması mı?
Nerede devasa ve ıssız kumsallar, ufuktan gelen yakamozlar, şarap şişeleri ve bitmeyen sigaralar?!
Hypnose duy sesimi!

8 Mayıs 2012 Salı

yazıııııık!!!

Çeşitli ajitasyonlarla yol alınmayacağını öğrenemeyecek kadar basit ve hatalı bir ırk olmanın gururu paha biçilemez.
Düşünebilen bir hayvansın, düşünemiyorsan sadece 2 ayaklısın...
Unutma evlat...

3 Mayıs 2012 Perşembe

yankee go home!

becerememek gibi
kendin olamamak gibi
zorlayıp istedikçe yapamamak gibi
boşa zorladığını hissetmek gibi
gerçekten sevdiğini hissetmek, belki bu yüzden saçmalamak gibi
duramamak gibi
durmaya çalışıp daha da saçmalamak gibi
salak gibi hareket etmek gibi
gitmek isteyip gidememek
bırakman gerektiğini bilip bırakamamak gibi
aşık olduğunu zannetmek, belki de gerçekten aşık olmak
ya da bunu kabullenememek gibi
buna inanıp gösterememek, göstermeye çalıştıkça batırmak gibi
batırmamaya çalıştıkça daha da dibe batmak,
saçmalığının altında boğulmak gibi
salt bir şekilde sevmek ve bunu becerememek gibi
KISACA KENDİ KENDİNİ YOK ETMEK, YOZLAŞTIRMAK, İZOLE ETMEK, KAYBETMEK İÇİN ÇABA SARF ETMEK..!

27 Nisan 2012 Cuma

kabul et!

her ne kadar kabul etsen de
hastasın!
çözemeyecek kadar hastasın artık,
kabul etmenin işe yaramayacağı kadar,
o ilaçlara maruz kalacak kadar...

24 Nisan 2012 Salı

A gift for those who find peace of mind


SADECE YAZI

Kafamın içindeki tilkiler çok hızlı,
Sanki Big Bang deneyi için kullanılıyorlar,
Bilmiyorum.
Saçlarım bu kadar kısa olduğu için de olabilir.

Sigarayı bırakmanın tam da zamanı,
O zehir aslında düşünmemi de engelliyormuş
Veya sadece durmamı sağlıyormuş.
Komik.
Herkes kendince haklı bile değil çünkü herkes gerçekten haklı..!
Herkes bir şey söylüyor haklılar,
Gerçekten haklılar,
Seçim mi yapmalıyım?
Yine mi?!
Ya da sadece gitmeli miyim?!
Bu sefer gitmek istemiyorum!
Ama ne kalmak ne de beklemek de istiyorum
Acaba bir sigara mı yaksam?
Derin bir nefes çekip, kafamı arkaya bırakıp, nefesimi vermeden, dumanın kendinden çıkışını mı izlesem?.

Hayatım çok umumi oldu.
X ile Y konuşmuyor,
X ile Z konuşmuyor,
Z T yi sevmedi
T bunu bana söylerken ağzından ''ben sevmedim ama sen yine de istediğini yapacaksın tabi ki.'' diyor.
Anlamı: Bir seçim yapmalısın!
Herkese göre SAF, İYİ NİYETLİ ve SALAKım!
Rolu de kabul ettim, evet.
Çok güzel salak rolü yapabiliyorum.
Aferin, çok büyük başarı.

Ya kişisel kararlarım ve isteklerim.
Hani saygı,
Hani huzur,
Evet öfke kontrolü problemim var.
Kendimi kaybediyorum, hatırlamıyorum, kendime gelince pişman olmuyorum ama üzülüyorum.
Bunu da belirtiyorum.
Kimse neden bu kadar sinirlendin diye sormaz,
Çünkü o canavarı hiç bir şey haklı çıkarmaz
Baştan A, B, C beni kızdırır diyorum,
Rica ediyorum,
Belirtiyorum.
Çok zor değil 3 ya da 5 çok epik şeyler de değil.

Kısaca sıkıldım, yoruldum. (nokta)

21 Nisan 2012 Cumartesi

8 Nisan 2012 Pazar

Sakin olmama zamanı

Yalnız yaşamanın en güzel ve en kötü yanlarından biri kendimle konuşacak, tartışacak eleştirecek, zaman zaman ağzımın ortasına kocaman bir yumruk yerleştirecek hale gelmem. Modern dünyaya göre insanlar sadece uykularında yalnız kalabiliyormuş. Hayır; tam bir palavra sadece evden çıkmadan telefonları kapatıp, sosyal paylaşım sitelerine girmeden, tv'yi açmadan otur. O zaman yalnızlığın ne demek olduğunu ve sosyopatlığa aslında ne kadar hızlı adımlarla ilerlediğini görüyorsun ve kendinle konuşmaya başlıyorsun. Bugünlerde kendime sadece şunu soruyorum: Kalmalı mıyım?, Bırakıp gitmeli miyim?... Kalırsam mutlu olurum, onu da mutlu ederim belki ama aramızdaki kocaman sorun?!(lanet!), o sorunu halledecek mi? Hallederse bir gün bana da aynısını yapacak mı?!(al sana paranoya, salak!) Bırakıp gidersem, o eski hayatına dönecek, ben eski düzensiz ilişkiler içindeki düzenime geri döneceğim. Fena değil gibi ama hissiyatlar?!(lanet!). Bu kadar kısa sürede bu kadar yoğun olmamalıydı, evet kafamı karıştıran bu. Aşk değil biliyorum, eğer aşk olsa ne yapsam diye düşünmez kabul eder kalırdım. Uyum fazlasıyla tensel ve zihinsel, saygı evet. Zaten bunların dışında da bir şey beklemiyorum ki... peki ya o huzuru ne yapacaksın, senin için fazla... alışkın değilsin ki. Senin için çetrefilli olması lazım, huzursuz olması lazım. E tamam işte bundan daha çetrefillisi olamaz ki. Huzur işte beni çeken şey de o. Bunların hepsi bir arada olunca huzur getiriyormuş ve zor olması da daha da cezbediyor. Dur. Ağzını bük ve kafanı kaşı. Düşün. Ya da bırak artık düşünmeyi sadece yaşa. Ama neyi? Hangisini? İstiyor musun? evet çok. Yapabilir misin? isteyip de yapamadığım şey yok. O zaman yap, yapabileceğini sen de biliyorsun, kararını şimdi ver ve bir daha üzerine düşünme. Kal! ya da Git!.. evet, KALIYORUM!

7 Nisan 2012 Cumartesi

And be a simple kind of man, be sth you love n understand


Mama told me when I was young
Come sit beside me, my only son
And listen closely to what I say
And if you do this it'll help you some sunny day

Oh, take your time don't live too fast
Troubles will come and they will pass
Go find a woman you'll find love
And don't forget son there is someone up above

And be a simple kind of man
Be something you love and understand
Baby be a simple kind of man
Oh, won't you do this for me son if you can?

Forget your lust for the rich man's gold
All that you need is in your soul
And you can do this, oh baby, if you try
All that I want for you my son is to be satisfied
[ From: http://www.elyrics.net/read/l/lynyrd-skynyrd-lyrics/simple-man-lyrics.html ]

And be a simple kind of man
Be something you love and understand
Baby be a simple kind of man
Oh, won't you do this for me son if you can? Oh yes, I will

Boy, don't you worry you'll find yourself
Follow your heart and nothing else
And you can do this, oh baby, if you try
All that I want for you my son is to be satisfied

And be a simple kind of man
Be something you love and understand
Baby be a simple kind of man
Oh, won't you do this for me son if you can?

Baby be a simple, be a simple man
Be something you love and understand
Baby be a simple kind of man



6 Nisan 2012 Cuma

62'den tavşan

beyin çalışmaz oldu
sanki kan gitmiyor..
15 yaşında bir ergen gibi sanki bütün enerji aşağıya
hayır
orası da beynimin içi gibi kayıtsız.
bedenim?
demir gibi, çok güçlü
öyle de hissediyorum
peki onun istediği
hunharca alkolle kendini boğmak
yine hayır diyemiyorum. 
boğuyorum
boğuyorum
boğuyorum
sonucu o mutlu, çünkü artık o da jöle gibi yumuşadı
beynim kendini yormak için çalışıyor;
arada bir kaç ışık belirtisi
hepsi yorucu
hepsi sıkıcı
çok saçma
canlılar doğar, büyür ve ölür mü?
saçma...
canlılar bunların arasında kocaman harflerle DÜŞÜNÜR!
ben pek düşünmem diyen ise sadece kendini kandırır
aynı ben yalan söylemiyorum dediği gibi
peki beyin
düşünüyorsun, düşünmeden sadece istediğim için yaptığım şeyleri düşünüyorsun
yoruyor ve yoruluyorsun
çalıştığında zamanı durduruyorsun
kalemi elime alıp obsesif gibi amaçsızca karalıyorum
62den tavşan yapıyorum
eskide bıraktığım karakalem yeteneğimi çıkartmaya çalışıyorum
bulmaca çözüyorum
müzik açık deliler gibi tepiniyorum
bir fıkrada olduğu gibi unutmak için içiyorum ama garsonun soracağı neyi? sorusuna hala cevabım var.
elimde kalan
beden yorgun, jöle gibi, hızlı çalışan beyin
bırak beni
bırak
bırak ki düşünmeden yapılanlar yormasın
öptüm by...

kendine hatırlat demiştin..

Ben büyümek istemedim
Ben büyümek istemedim
Ben büyümek istemedim
Ben büyümek istemedim
Ben büyümek istemedim
Ben büyümek istemedim
Ben büyümek istemedim
Ben büyümek istemedim
Ben büyümek istemedim
Ben büyümek istemedim
Ben büyümek istemedim
Ben büyümek istemedim
Ben büyümek istemedim
Ben büyümek istemedim
Ben büyümek istemedim
Ben büyümek istemedim
Ben büyümek istemedim
Ben büyümek istemedim
...

3 Nisan 2012 Salı

samuraylar

bir atm önü
kırmızı yüksek topuklu
sitreç pantolonlu
biraz göğüs dekoltesi...
yanında bir adam
düzgün saç-sakal kesimi
güzel bir gömlek
bedeni için uygun bir pantolon
kendi tarzına hoş bir ayakkabı
gayet hoş bir çift
cilveler
öpüşmeler
koklaşmalar ve
samimi dokunmalar
ironi:
bayanın başındaki türban ve
er kişinin elindeki besmeleye uygun
33lük tesbih...
ben marjinalmişim diye
polis çeviriyor günde 3 kere
halbuki
ben daha beyaz slip donumun içine
beyaz fanilamın sokulduğu
terlediğim zaman sırtıma havlu konulan
saat 7 oldumu hadi yemeğe diye balkondan seslenilen
saat kollarını açtığı zaman yatağa giren
sabi sübyanın tekiyim, bu olayın yanında.
bunları diyorum diye faşist sayacak bazıları
ama ben bunu yaptığım zaman ise toplumun huzurunu bozan,
bayanlara yan gözle bakan,
annelerin kötü arkadaş diye tabir ettiği çocuk oluyorum..!
tepkisiz kaldım mı ezik.!
tepki verdim mi anarşik.!
ben anarşik bir eziğim evet!!!
sorunsal:
toplumun bir kısmı beni
bir kısmı da onları
istemiyor
yani kimse kimseyi istemiyor o zaman..?

2 Nisan 2012 Pazartesi

escape!





Bu tını ile uyanmak korkutan bir huzur veriyor insana...
peki neden gidemeyecek kadar yaşlı hisseder ki insan?!

1 Nisan 2012 Pazar

Challenge accepted!

nietzsche' nin anısına girilen bir challenge örneği,
yıllardır peşimi bırakmayan murphy ile olan en son diyaloğum:
ben: Murphy is dead!
o: u r dead my son!
ben: bitch pls, go n fuck urself..!