24 Ekim 2012 Çarşamba

time to hush

eşin, sevgilin vs. yaptığın bir şeyden rahatsız ve öyle yap, böyle yap diyorsa tam olarak dediğini yap. Zaten bu nu diyen varlık bir kadınsa nasıl yaparsan yap yanlış yapmış olacaksındır. 
sinirlisin sakin ol.
tamam sakinim


3 saat sonra...

hararara gürerere hararara güerrerere

ben: sakin ol gidelim, uzamasın.
o: neden sakin olacakmışım, bla bla bla bla bla dedi
ben: tamam sakin ol, büyümesin.
o: nedenmiş,  öyleymiş böyleymiş
x: sustur yoksa seni dövmek zorunda kalırız.
ben: gidin hadi, uzatmayın.
o: harara gürerer harara gürerere


30 dk geçer ve




o: neden beni susturmaya çalıştın, odur da budur da.
ben: istediğin şeyi yaptım, sakin oldum....
o: bana dediklerinin farkında mısın onların...

vs vs vs vs vsvs vsvsvsvsvsvsvsvsvsvs

sonuç: kötü bir biz, şiddet içerikli bir süreç, göz yaşları, pişmanlıklar, acılar, moral bozuklukları ama tabi ki en kötü benim... Çünkü ben sakin oldum, çünkü ben sinirli oldum, çünkü ben denileni ve istenmeyeni yaptım ama bana kalırsa neyi yaparsam yapayım o EZİK OĞLAN ben olmak zorundayım. 



çünkü....

28 Eylül 2012 Cuma

one way ticket

hep bir pandik
hep bir çelme
tam bitti derken binlerce aksilik, saçmalık
hep bu saçmalıklar peşimizde gibi gibi

bir insanın planlarını bir yıl oynatacak kadar karaktersiz
açıklamaları gülerek dinleyecek kadar basit
ve bütün bunların cevabı olarak da
''yapacak bir şey yok!'' diyecek kadar da ibnesiniz
..
..
..
..
..
..
..
..

döndüm tekrardan
belki gerçekten ait olduğum yere
tamamen döndüm
daha 1 hafta olmadı
ama daha şimdiden
yapamayacağımın sinyalleri ''danger! danger! danger!''
diye bağırır oldu
beni hala giden çocuk zanneden bir ailem
hala gizli sosyal mesaj dolu sofra muhabbetleri
bunların hepsini anladığımı söylediğimde de inkar eden
İFADELER!

bir biletle gitme hissini yaşamam bir hafta kadar sürdü
sadece gidip gelmemek
bilmediğim bir yer
tanımadığım insanlar
bilmediğim anlayışlar


hadi kak kak kak gidelim artık, sıktı burasıı..!!
aynı siyahilerin ciklet gibi kullandığı bir sözün dediği gibi FUCK U MAAAN!

15 Ağustos 2012 Çarşamba

5 Ağustos 2012 Pazar

LOVIN' U

Time, it needs time
To win back your love again
I will be there, i will be there
Love, only love
Can bring back your love someday
I will be there, i will be there
I'll fight, babe, i'll fight
To win back your love again
I will be there, i will be there
Love, only love
Can break down the wall someday
I will be there, i will be there
If we'd go again
All the way from the start
I would try to change
The things that killed our love
Your pride has built a wall, so strong
That i can't get through
Is there really no chance
To start once again
I'm loving you
Try, baby try
To trust in my love again
I will be there, i will be there
Love, our love
Just shouldn't be thrown away
I will be there, i will be there
If we'd go again
All the way from the start
I would try to change
The things that killed our love
Your pride has built a wall, so strong
That i can't get through
Is there really no chance
To start once again
If we'd go again
All the way from the start
I would try to change
The things that killed our love
Yes, i've hurt your pride, and i know
What you've been through
You should give me a chance
This can't be the end
I'm still loving you
I'm still loving you, i need your love

28 Temmuz 2012 Cumartesi

BABA

12 yaşımdaydım
bilgisayarım yoktu ama Sega Mega 16bit bir ateri diyebileceğimiz bir oyuncağım vardı.
ama çocuk işte bilgisayar, modern çağ zamazingosu, gelişmiş bir alet vs vs
üst katta oturan arkadaşıma gider saatlerce bilgisayarda oyun oynardık...
NBA, liero adında basit bir oyun vs vs
yine o günlerden biri sanırım hafta sonu,
arkadaşıma gitmiş oyun oynamış,
annemin istediği saatte de eve gelmiştim ve
annem beni yanına çağırıp:
suratında üzgün bir ifade ile
günümün nasıl  geçtiğini,
arkadaşımın ve ailesinin nasıl olduğunu sordu.
ben de tabi ki genel bir cevap olarak:
iyiler anne, hepsi iyiler dedim
ailemin geri kalanı
(teyzem, anneannem, babam) daha evde yoklardı.
annem birden ben babandan ayrılıyorum, artık dayanamıyorum, yine telefon, haciz için gelenler, tefeciler vs her ne ise... rahatsız etmişler.
fikrimi sordu, belki benim cehaletim, belki benim çocukluğum bilemem.
''sen bilirisin anne, senin kararın dedim.''
o da bana ''ilk sen bil, ilk sen öğren istedim'' dedi.
neyse odama geçtim ve sanki hiç birşey olmamış gibi hayatıma devam ettim.
ilerleyen günlerde babamla yatan ben olmuştum,
sabahları babam saat 5 civarı başımı okşayıp,
belki gerçekten uyuduğuma inanarak,
belkide uyandığımı farkederek:
annenin hiç bir suçu yok, herşey benim suçum;
ne yapacağız, ne yapacağım... diyordu.

bir gün akşam yemeğinden sonra, babam eşyalarını hazırladı,
beni ve evin diğer insanları ile selamlaşıp evden gitti.
(o gece anladım ki artık o evde yok..!)
annemin gözü yaşlı,
teyzem düşünceli,
anneannem tepkisiz...
duruyorlar
biri beni salona çağırdı ve:
''artık baban evde yok oğlum, evin erkeği sensin artık; evin erkeği ve tek oğlu''
12 yaşındaki bir çocuk ne anlar erkeklikten, ne bilir evin erkeği olmayı.
dediğim tek şey peki,
o anki aklımla tek anladığım şey: üzülmemek, üzülsen bile göstermemek, ağlamamak, ne olursa olsun onları korumak ve yıkılmamak.

bunu yıllarca sürdürdüm ve bir süre de(yaklaşık 7 yıl kadar) babamla aralıklı olarak görüştüm,
benim farkında olup da olamadığım bir sürü bok yaptı.
bu süre içinde annemde hala aşık olduğu babamdan nefret etmek için her gün evet her gün bana babamı kötüledi,
bilmem gereken veya bilmemem gereken bir ton şey anlattı.

sonra üniversiteyi kazandım, maddi yetersizlikler devlet yurdunu gösterdi.
6 kişi, yaklaşık 10metre kare bir oda, ranzalar, metal dolaplar vs vs
19 yıl annesinin koynunda olan biri için tam bir kabus,
gerçekten erkek olmayı, gerçekten güçlü olmayı öğrendim orada,
bir gün babamı aradım ve '' artık yapamıyorum eve çıkmam için bana para gönderir misin?'' sorusunu sorma gafletinde bulundum.
o gün son konuşmam ve son sesini duymam oldu.
şimdi kendinde yaşça küçük biri ile evli olduğunu ve rusyada yaşadığını biliyorum,
bunu da o yediği bokların karşılığı olan binlerce tl değerindeki borçları ödememek için aldığım kayıtlardan biliyorum.
ondan bana tek miras borçlar ve aptal insan psikolojisine ve genlerine kazınmış olan saçmalıklar ve getirileri.



biri bana anlatsın:
traş olmayı öğrenmek nedir?
ilk bir kızla tanıştığında, ondan hoşlandığında, ona açılmak istediğinde bunu babanla konuşmak nedir? nasıl bir duygudur?
ilk kez babana karşı kendini savunmak nedemektir?

bana babanın ne demek olduğunu anlatın?!!!