27 Nisan 2012 Cuma

kabul et!

her ne kadar kabul etsen de
hastasın!
çözemeyecek kadar hastasın artık,
kabul etmenin işe yaramayacağı kadar,
o ilaçlara maruz kalacak kadar...

24 Nisan 2012 Salı

A gift for those who find peace of mind


SADECE YAZI

Kafamın içindeki tilkiler çok hızlı,
Sanki Big Bang deneyi için kullanılıyorlar,
Bilmiyorum.
Saçlarım bu kadar kısa olduğu için de olabilir.

Sigarayı bırakmanın tam da zamanı,
O zehir aslında düşünmemi de engelliyormuş
Veya sadece durmamı sağlıyormuş.
Komik.
Herkes kendince haklı bile değil çünkü herkes gerçekten haklı..!
Herkes bir şey söylüyor haklılar,
Gerçekten haklılar,
Seçim mi yapmalıyım?
Yine mi?!
Ya da sadece gitmeli miyim?!
Bu sefer gitmek istemiyorum!
Ama ne kalmak ne de beklemek de istiyorum
Acaba bir sigara mı yaksam?
Derin bir nefes çekip, kafamı arkaya bırakıp, nefesimi vermeden, dumanın kendinden çıkışını mı izlesem?.

Hayatım çok umumi oldu.
X ile Y konuşmuyor,
X ile Z konuşmuyor,
Z T yi sevmedi
T bunu bana söylerken ağzından ''ben sevmedim ama sen yine de istediğini yapacaksın tabi ki.'' diyor.
Anlamı: Bir seçim yapmalısın!
Herkese göre SAF, İYİ NİYETLİ ve SALAKım!
Rolu de kabul ettim, evet.
Çok güzel salak rolü yapabiliyorum.
Aferin, çok büyük başarı.

Ya kişisel kararlarım ve isteklerim.
Hani saygı,
Hani huzur,
Evet öfke kontrolü problemim var.
Kendimi kaybediyorum, hatırlamıyorum, kendime gelince pişman olmuyorum ama üzülüyorum.
Bunu da belirtiyorum.
Kimse neden bu kadar sinirlendin diye sormaz,
Çünkü o canavarı hiç bir şey haklı çıkarmaz
Baştan A, B, C beni kızdırır diyorum,
Rica ediyorum,
Belirtiyorum.
Çok zor değil 3 ya da 5 çok epik şeyler de değil.

Kısaca sıkıldım, yoruldum. (nokta)

21 Nisan 2012 Cumartesi

8 Nisan 2012 Pazar

Sakin olmama zamanı

Yalnız yaşamanın en güzel ve en kötü yanlarından biri kendimle konuşacak, tartışacak eleştirecek, zaman zaman ağzımın ortasına kocaman bir yumruk yerleştirecek hale gelmem. Modern dünyaya göre insanlar sadece uykularında yalnız kalabiliyormuş. Hayır; tam bir palavra sadece evden çıkmadan telefonları kapatıp, sosyal paylaşım sitelerine girmeden, tv'yi açmadan otur. O zaman yalnızlığın ne demek olduğunu ve sosyopatlığa aslında ne kadar hızlı adımlarla ilerlediğini görüyorsun ve kendinle konuşmaya başlıyorsun. Bugünlerde kendime sadece şunu soruyorum: Kalmalı mıyım?, Bırakıp gitmeli miyim?... Kalırsam mutlu olurum, onu da mutlu ederim belki ama aramızdaki kocaman sorun?!(lanet!), o sorunu halledecek mi? Hallederse bir gün bana da aynısını yapacak mı?!(al sana paranoya, salak!) Bırakıp gidersem, o eski hayatına dönecek, ben eski düzensiz ilişkiler içindeki düzenime geri döneceğim. Fena değil gibi ama hissiyatlar?!(lanet!). Bu kadar kısa sürede bu kadar yoğun olmamalıydı, evet kafamı karıştıran bu. Aşk değil biliyorum, eğer aşk olsa ne yapsam diye düşünmez kabul eder kalırdım. Uyum fazlasıyla tensel ve zihinsel, saygı evet. Zaten bunların dışında da bir şey beklemiyorum ki... peki ya o huzuru ne yapacaksın, senin için fazla... alışkın değilsin ki. Senin için çetrefilli olması lazım, huzursuz olması lazım. E tamam işte bundan daha çetrefillisi olamaz ki. Huzur işte beni çeken şey de o. Bunların hepsi bir arada olunca huzur getiriyormuş ve zor olması da daha da cezbediyor. Dur. Ağzını bük ve kafanı kaşı. Düşün. Ya da bırak artık düşünmeyi sadece yaşa. Ama neyi? Hangisini? İstiyor musun? evet çok. Yapabilir misin? isteyip de yapamadığım şey yok. O zaman yap, yapabileceğini sen de biliyorsun, kararını şimdi ver ve bir daha üzerine düşünme. Kal! ya da Git!.. evet, KALIYORUM!

7 Nisan 2012 Cumartesi

And be a simple kind of man, be sth you love n understand


Mama told me when I was young
Come sit beside me, my only son
And listen closely to what I say
And if you do this it'll help you some sunny day

Oh, take your time don't live too fast
Troubles will come and they will pass
Go find a woman you'll find love
And don't forget son there is someone up above

And be a simple kind of man
Be something you love and understand
Baby be a simple kind of man
Oh, won't you do this for me son if you can?

Forget your lust for the rich man's gold
All that you need is in your soul
And you can do this, oh baby, if you try
All that I want for you my son is to be satisfied
[ From: http://www.elyrics.net/read/l/lynyrd-skynyrd-lyrics/simple-man-lyrics.html ]

And be a simple kind of man
Be something you love and understand
Baby be a simple kind of man
Oh, won't you do this for me son if you can? Oh yes, I will

Boy, don't you worry you'll find yourself
Follow your heart and nothing else
And you can do this, oh baby, if you try
All that I want for you my son is to be satisfied

And be a simple kind of man
Be something you love and understand
Baby be a simple kind of man
Oh, won't you do this for me son if you can?

Baby be a simple, be a simple man
Be something you love and understand
Baby be a simple kind of man



6 Nisan 2012 Cuma

62'den tavşan

beyin çalışmaz oldu
sanki kan gitmiyor..
15 yaşında bir ergen gibi sanki bütün enerji aşağıya
hayır
orası da beynimin içi gibi kayıtsız.
bedenim?
demir gibi, çok güçlü
öyle de hissediyorum
peki onun istediği
hunharca alkolle kendini boğmak
yine hayır diyemiyorum. 
boğuyorum
boğuyorum
boğuyorum
sonucu o mutlu, çünkü artık o da jöle gibi yumuşadı
beynim kendini yormak için çalışıyor;
arada bir kaç ışık belirtisi
hepsi yorucu
hepsi sıkıcı
çok saçma
canlılar doğar, büyür ve ölür mü?
saçma...
canlılar bunların arasında kocaman harflerle DÜŞÜNÜR!
ben pek düşünmem diyen ise sadece kendini kandırır
aynı ben yalan söylemiyorum dediği gibi
peki beyin
düşünüyorsun, düşünmeden sadece istediğim için yaptığım şeyleri düşünüyorsun
yoruyor ve yoruluyorsun
çalıştığında zamanı durduruyorsun
kalemi elime alıp obsesif gibi amaçsızca karalıyorum
62den tavşan yapıyorum
eskide bıraktığım karakalem yeteneğimi çıkartmaya çalışıyorum
bulmaca çözüyorum
müzik açık deliler gibi tepiniyorum
bir fıkrada olduğu gibi unutmak için içiyorum ama garsonun soracağı neyi? sorusuna hala cevabım var.
elimde kalan
beden yorgun, jöle gibi, hızlı çalışan beyin
bırak beni
bırak
bırak ki düşünmeden yapılanlar yormasın
öptüm by...

kendine hatırlat demiştin..

Ben büyümek istemedim
Ben büyümek istemedim
Ben büyümek istemedim
Ben büyümek istemedim
Ben büyümek istemedim
Ben büyümek istemedim
Ben büyümek istemedim
Ben büyümek istemedim
Ben büyümek istemedim
Ben büyümek istemedim
Ben büyümek istemedim
Ben büyümek istemedim
Ben büyümek istemedim
Ben büyümek istemedim
Ben büyümek istemedim
Ben büyümek istemedim
Ben büyümek istemedim
Ben büyümek istemedim
...

3 Nisan 2012 Salı

samuraylar

bir atm önü
kırmızı yüksek topuklu
sitreç pantolonlu
biraz göğüs dekoltesi...
yanında bir adam
düzgün saç-sakal kesimi
güzel bir gömlek
bedeni için uygun bir pantolon
kendi tarzına hoş bir ayakkabı
gayet hoş bir çift
cilveler
öpüşmeler
koklaşmalar ve
samimi dokunmalar
ironi:
bayanın başındaki türban ve
er kişinin elindeki besmeleye uygun
33lük tesbih...
ben marjinalmişim diye
polis çeviriyor günde 3 kere
halbuki
ben daha beyaz slip donumun içine
beyaz fanilamın sokulduğu
terlediğim zaman sırtıma havlu konulan
saat 7 oldumu hadi yemeğe diye balkondan seslenilen
saat kollarını açtığı zaman yatağa giren
sabi sübyanın tekiyim, bu olayın yanında.
bunları diyorum diye faşist sayacak bazıları
ama ben bunu yaptığım zaman ise toplumun huzurunu bozan,
bayanlara yan gözle bakan,
annelerin kötü arkadaş diye tabir ettiği çocuk oluyorum..!
tepkisiz kaldım mı ezik.!
tepki verdim mi anarşik.!
ben anarşik bir eziğim evet!!!
sorunsal:
toplumun bir kısmı beni
bir kısmı da onları
istemiyor
yani kimse kimseyi istemiyor o zaman..?

2 Nisan 2012 Pazartesi

escape!





Bu tını ile uyanmak korkutan bir huzur veriyor insana...
peki neden gidemeyecek kadar yaşlı hisseder ki insan?!

1 Nisan 2012 Pazar

Challenge accepted!

nietzsche' nin anısına girilen bir challenge örneği,
yıllardır peşimi bırakmayan murphy ile olan en son diyaloğum:
ben: Murphy is dead!
o: u r dead my son!
ben: bitch pls, go n fuck urself..!